Bir sancı doğar
Her gün batımı ayaz karanlıkta
Dar gelir kundağı tırmalar her zerremi
Baktırmaz aynaya set çeker gözyaşları
Sürükler ruhumu katıp önüne
Acıyı fark edip feryat ettim de
Yediğim hançeri görmedim bugün
Gözlerim değdiğinde gözlerine ilk kez
Hayret oklarıyla delik deşikti ruhum
Dört adet göz görmüştü karşımda gözlerim
İkinci suratı görmezden gelen yüreğim
Yürek çekimiyle konmuştu yüreğine
Bu kaçıncı çalınışıydı kalbimin, bilsen
Tin alevlerine kandım hep
Sıcacık ruhumu bırakmıştın buz dağlarına
Elin yapışmış meğer buz damlalarına
Çöz, çözül hadi becerebilirsen
Güneşin çıkması buralarda uzun sürer
Bu soğuk beni de, seni de üşütür
Güneşe kapalı olsam da aşka muhtaçtım
Hızır geldiydi sanırdım her defasında
Sarıldıydı ruhum bin bir umutla
Masum suratıyla süzmüş meğerse beni
İbret olarak sakladım o utangaç maskeyi
Bilirdim bilmesine de
Bilmemeyi seçmiş meğer gönlüm
Baktı yüreğime iyiden iyiye
Kimse yoktu balıklama daldı
Adına da “aşk misafiri” dedi
Oysa baştan sona yanlıştı
Tenim kavruldu, kalbim sızladı
Dokunuşlarını asil sanmıştı yüreğim
İzleyerek öğrendim hep doğadan
Denizden, gök ve yerdeki karıncadan
Onlar ne beni ne kimseyi satmadı asla
Ayırmak lazımdı asille yalanı
Dokundu tenime aşk sızladı, alıştı acıya
Alışkanlık hepten başımı yaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder