10 Mayıs 2016 Salı

KARA CEHENNEM






Şartlara uyuyor olmasına rağmen şoförlüğe seçilmemiş; umudunu da
yitirmemişti. Murat’ı iki yüz askerle birlikte, adı “Mezarlık” olan bir
koğuşa verdiler. Koca koğuşta sadece bir ampul vardı aydınlatmaya
çalışan. On beş gün burada kalıp sonra başka yerlere gidecekleri için,
balık istifi gibi üst üste yatmışlardı. Parası olanlar, paralarını önceden
atletlerinin içine diktirdikleri keselere saklıyor, kıyafetlerini üst üste
giyiyorlardı çalınmasın diye. 

Özellikle geceleri, çok kalabalık olduğundan koku çok ağırlaşıyordu.
Ne bir bardak sıcak çay içebiliyorlardı içlerini ısıtmak için, ne de
yakınlarını arayabilecekleri bir telefon bulabiliyorlardı. Eğitim yap-
tıkları yerse, birlikten dört kilometre yüksekte bir dağın üzerindeydi.
Murat, iki yüz askerle birlikte her sabah uygun adımla gidiyordu eği-
time.

On beş gün çabuk geçti. Bir sabah; tek ampullü, adı “Mezarlık” olan
bu koğuşta kaldığı iki yüz arkadaşıyla birlikte kara trene dolduruldu-
lar ve Balıkesir Çayırhisar’a getirildiler. Geldikleri yere göre bir cen-
netti burası. Koğuşlar otuz kişilikti; çay ve kahve içebiliyor, sıraya gi-
rerek telefonla sevdiklerini arayabiliyorlardı. Hepsi yeniden doğmuş
gibi olmuşlardı. 

Mahkum Mahfuz kitabımın 136.sayfasında yer alan "KARA CEHENNEM!" Başlıklı öykümün içinden..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder