8 Şubat 2017 Çarşamba

Hayatın İçinden..

Hayatın İçinden..

Gözümün gördüğügönlümün sevdiği ilk adamdı o.
Çocukluğumungenç kızlığa attığı ilk adım.
Farklı heyecanınbende oluşmasıydı.
Güneşin batışınıbekleyen akşam saati,
Geceyi bölengüzel sesti o.

Vahap’dı adı,mahallenin yakışıklısı.
Işıltılar arasındanherkese gülücük atar,
Muzur birifadeyle süzerdi etrafı.
Birini banasavursa..
Günün anlamkazanması.


Mavi formamı görüp beni çocuk sansınistemezdim. Bu yüzden okula geç kalmak pahasına da olsa onu bir kere görebilmekiçin bahçemizin, evlerine bakan muşmula ağacının altında beklerdim. Nefesalışım kesik kesikti. Kuşun en güzel şarkısını seslendiriken avcıya yakalanmasıgibi.

Sesini duydum. İki katlı müstakil evlerininmerdivenlerinden bir tek o, bu kadar gürültüyle inerdi ve annesi Emine teyzeyiaynı cümlelerle arkasından bağırttırırdı; “ Vakap hırkanı al. Kahvaltını yinebitirmemişsin! Akşam oyalanma erken gel!..”
İlk önce bana bakardı muşmula ağacınınaltında. Onu uğurlayan köpeği gibiydim. Yanımdan hızla geçerken başıma dokunur;“Ne haber kız? Okulu astın mı? Ne bekliyorsun burada?” der hızla uzaklaşırdı..Onu görmek, elinin değdiği yeri hissetmemek, nefesi tutmak, gidişini yolunsonuna kadar izlemek..
Aman Allah’ım saat kaç olmuş! Yarım saat öncederste olmalıydım. Ah şu okul yolu; Her gün topuklarımın beni dövdüğü,nefesimin kesildiği, çığlıklarımın yarışı bu yol! Öncesi sonrası olmayan temizbaharın yolu..
Önümde kitaplarım, defterim, aklımda aşkınbeni yakalayışı.. Çalan zillerden akşamın yaklaştığını hesaplar olmuştum.
Akşam kızılı
Aşkımın telaşı
Anlamazdı..
Kahramanıydı..
Bir ilkin tariheyazıldığı,
Gözlerimi,başkasına mil çektiğimi,
Muşmula ağacınınaltında oynadığım akşam ebesini.

Karar vermiştim. Yanına gidip onu ne kadarçok sevdiğimi ve herkesten çok seveceğimi söyleyecektim. Söylemeliydim..Formamı kadife desenli divanın üstüne fırlatıp attım. Kot eteğini ve beyaztişörtümü giydim. Bu kıyafet bana bayan olduğumu düşündürüyordu. Hatlarımıbelli ediyordu ve bunu seviyordum. Saçlarımı yıkamaya vakit olmadığı için,annemin taze güllerden hazırladığı gül suyunu saçlarıma sürdüm. Lülelerim dahacanlı duruyordu. Halamın kızının İstanbul’dan getirdiği ruju sürmeyekıyamamıştım. Şimdi tam zamanıydı. Her şey tamamdı. Sadık yerim olan muşmulaağacına doğru.. İçime kuşların cıvıltılarını, suların pırıltılarını alıp saçımabahar alıp ilerledim. Bendeki kararlılık, mahalledeki yaşlıların bilirbakışıydı, meltem sandığım rüzgarın uğultusuydu. Onu gördüm. Vahap geliyordu. Ben ağacın dibindeydim.Vahap gözleri ışıl ışıl, gülümsemesi denizde pırıltı.. O ki ayaklarımı yerdenkesti. Bu yaklaşıma durulmaz, şaşılmaz ölünürdü ancak.. Öldüm.. Kokusunu içimeçektim. Gözlerine baktım. Yapacaktım. Bu defa başaracaktım. “ Sana bir şeysöyleyeceğim.” dedim. Hayır önce bensöyleyeceğim dedi. Her zamanki gibi başıma dokundu ve bağırdı; “Evleniyorummm!Nevini verdiler kızım bana. Düğünümde en güzel sen olacaksın. Mahallemin engüzel kızı, şimdiden başla elbiseni diktirmeye.. Ben ödeyeceğim.” Daha önce Karadenizdeöyle güçlü esmemişti rüzgar. Dalgalar içerlere ulaşıp ıslatmış mıydı ısıtançamaşırları? Dumanı boğmuyordu. Kızılı dans ettirmiyordu bu yangının.
Kar erise toprakçıkar mı?
Yağmurla acılarakar mı?
Güneş kavurupgölü kurutur mu?
Yürek unutupdünya döner mi?

Acı, dildetutulma
Acı, gözde donma
Acı, ilk yanılma
İlk aşktıyaşanmamışlıkları
Orta da bakakalan..

Vahap, sen bana güzel sevmeyi öğrettin.Senden sonrada öncesi gibi sevmeyi çok sevdim. Sevmekten ümidimi kesmedim.Beklemedim sevdiklerimden sevilmeyi..karşılık beklemeden sevmeyi öğrendim veyetinmeyi bize sunulan.
Şimdi akşamın kızıl yüzüne yaslandım.
Saçlarımın lülesinde adanın suları
Ayak uçlarımda, binlerce metre derinlik.
Uzanır ellerim gökyüzünden yukarı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder